. mfatiherdogan, Habernik sitesinin yazarı
DOLAR 34,2367 0.26%
EURO 37,8138 0.08%
ALTIN 2.925,290,33
BITCOIN 2090028-0,14%
Kahramanmaraş
19°

AÇIK

05:30

İMSAK'A KALAN SÜRE

mfatiherdogan

mfatiherdogan

02 Ocak 2023 Pazartesi

    Ümitvar Olmak

    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ümitvar Olmak

    Geçtiğimiz Cumartesi 2022 yılının son günü, Pazar ise 2023 yılının ilk gün idi. Biz dünya halkları acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. Covid19 ve Ukrayna- Rusya savaşı nedeniyle 2022 çok zor geçti denilebilir. Yeni yıl için çeşitli temennilerde bulunduk. Önce ailemize, sonra milletimize ve tüm insanlığa barış, sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi için Yüce Yaradan’a dualar ettik. Rabbim dualarımızı kabul etsin inşallah.

    Tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yaşanan enflasyon, pahalılık ve işsizlik seviyelerinde rekorlar kırıldı. Başta gıda, enerji ve ulaşım olmak üzere ev, araba, beyaz eşya ve tüm malların fiyatlarına inanılmaz zamlar yapıldı. Bu nedenlerle 2022’de insanların çoğu işini ve aşını kaybetti.

    Bu insanlar ellerinde avuçlarında ne varsa (o ana kadar elde ettikleri tüm birikimlerini) kullanarak ayakta durmaya çalıştılar. Kısaca söylemek gerekirse; işçiler, memurlar, emekliler ve küçük esnaf diye tanımladığımız insanlar 2022’de sahip oldukları birikimlerinin tümünü kaybettiler ve yoksullaştılar.

    Yaşadıkları tüm yokluklara rağmen fakir fukaranın çoğunluğu aylarca ‘kan kustular ama kızılcık şerbeti içtik’ diyerek ortamı germediler. Ülkeye karamsarlık ekmediler. Bazı gazeteler ümitsizliğe kapılarak karamsar yazılar yayınladılar. Bazı televizyonlar yoksul halkı galeyana getirebilecek yayınlar yaptılar. Bu süreçte bazen ben bile nefsime uyarak okuyanları karamsarlığa itecek yazılar kaleme almışımdır. Ama her şeye rağmen şükür ki ülkemizde sağduyu hep var oldu. Millet asla sokağa dökülmedi.

    Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hükümet elindeki kaynakları milletiyle paylaşmaya çalışarak çekilen sıkıntıları azaltmak istedi. Şuana kadar alınan tüm tedbirler ateşin daha da artmasını engelledi ama maalesef söndüremedi. 2023 yılında alınacak ek tedbirlerle mevcut sıkıntılarımızdan hemencecik kurtulamasak bile sıkıntılar mutlaka azalacaktır.

    Biliyoruz ki,  hiç kimsenin (iktidarın ve muhalefetin) elinde sihirli bir değnek yok. 2023 yılının 2022 yılından daha güzel olacağına inanmak zorundayız. Dileğimizin gerçek olması adına çok çalışmalı ve dualar etmeliyiz. Rabbimden Milletimize, İslam Âlemine ve tüm insanlığa barış, huzur, bolluk ve bereket ihsan etmesini dilemeliyiz. Biliyoruz ki Cenabı Allah karamsarlığa kapılanları asla sevmez, yanlarında durmaz, beraber olmaz.

    Bu zor zamanlarda birlik ve beraberliğimize zarar verecek eylem ve söylemlerden kaçınmalıyız. Nefsine uyup, ümidini yitiren arkadaşlarımızı kardeşçe uyarmalıyız. Ne kadar çok sıkıntı çeksek de; ‘Allah Devletimize ve Milletimize zeval vermesin’ diyerek dimdik durmasını becermeliyiz.

    Cuma günü çoktandır görüşemediğim aziz dostum Ziya Arpasatan Beyefendi telefonla aradı beni. Cumamı ve yeni yılımı kutladıktan sonra gündem oluşturan bazı konularda uzun uzun sohbet ettik. Anladım ki, kardeşimde en az benim kendisini özlediğim kadar özlemiş beni.  Vedalaşmadan önce bana ‘ümitvar’ olmak adına bazı hatırlatmalarda bulundu. Kendisine yapmış olduğu hatırlatmalardan dolayı teşekkürlerimi sundum ve helalleşerek telefonu kapattık.

    2023’de yoksulluğun ve işsizliğin azalması için çalışalım. Kadınlarımıza, çocuklarımıza ve tüm canlılara taciz ve şiddetin sona ermesi için gayret sarf edelim. Ülkemizin ve tüm dünyanın kavgalardan, iç çekişmelerden ve savaşlardan kurtulması için çaba sarf edelim. İnsanlarımızı canından bezdiren ve sonunda ölümlerine sebep olan kanser, kalp, şeker, nefes darlığı, kolesterol, damar tıkanıklığı ve ülser gibi hastalıkların yok olması için etkinlikler düzenleyelim.

    Olumsuzlukların yerini sevgi, kardeşlik ve huzurun alması için tüm gücümüzle çalışalım. Her şeye rağmen umutlu olalım. Yeni yılda da Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Bizleri nefislerimizin ve şeytanın şerriyle, yoklukla, hastalıkla, mallarımızla ve evlatlarımızla terbiye etmesin inşallah. Umutlarımızın yeşerdiği yepyeni bir yıl diliyorum herkese…

    Devamını Oku

    Emekliler Yalnız Bırakılmamalı

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Emekliler Yalnız Bırakılmamalı

    Son birkaç seneden beri emekli maaşının dışında başka bir geliri olmayan ‘emeklilerin, memurların, işçilerin ve elinden emekli olan küçük esnafların’ kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde konuşulan konuların başında ‘beslenme, pahalılık ve geçim zorluğu’ gelmektedir.

    Çünkü ‘beslenme’ evrensel bir olgudur ve insanoğlunun temel ihtiyaçlarının başında gelir. Beslenme ihtiyacının daha iyi karşılanması için bireyler topluluklar halinde yaşamayı benimsemişler, bu durum aile,  klan,  devlet gibi toplumsal birliklerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Beslenmenin yetersiz olduğu toplumlarda ‘açlık’ ortaya çıkar. Açlık olgusu, insanoğlu için korkuların en büyüğüdür.

    Türklerde ‘halkın beslenip doyurulması’ Hakanın en önemli görevidir. Hakan milleti besleme ve doyurma vazifesini yerine getirebildiği müddetçe saygındır. Kül Tigin Abidesinin güney yüzünde bulunan, ‘ …aç,  fakir milleti hep toplattım.  Fakir milleti zengin kıldım…’ sözleri yer almaktadır. Anlaşılan odur ki Türk yurtlarında  ‘açları doyurma ve halkın refah seviyesini yükseltme’ Hakanın, Padişahın, Başbakanın, Cumhurbaşkanının en önemli görevidir.

    Türkiye Cumhuriyetinde şuan Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da her fırsatta ‘açların doyurulduğunu ve halkın refah seviyesinin yükseldiğini’ söylemektedir. Ne yazık ki geçim derdi devam eden vatandaşların büyük çoğunluğu Cumhurbaşkanına inanmamaktadır. Çünkü karnını doyurmakta zorluk çekenlerin sayısı her geçen gün hızla artmaktadır. Bu gurup vatandaşlar; ‘Cumhurbaşkanımız ne söylerse söylesin, biz kendi yaşadıklarımıza inanırız’ demektedir.2

    BAĞKUR emeklisi bir başka arkadaşım; “ fiyatlara bakmak için adı üç harfli olan zincir marketlerden birisine girdim dün. Markette çalışan bayan personelin elinde etiket makinesi, durmadan etiket değiştiriyor. Yanına yaklaştım; ‘kızım inşallah fiyatları düşürüyorsundur’ dedim. ‘Yok, amca, fiyatları yükseltiyorum’ diye cevap verdi. Sesi boğazında düğümlenerek ağlamaklı bir ses tonuyla ‘Allah sizi inandırsın bu fiyatlarla biz aç kalırız’ dedi ve bir daha konuşamadı.”

    Bir başkası; “Balığın, koyun ve kuzu etinin tadını çoktan unuttuk. Arada sırada yarım kilo aldığım dana etinin kilosu 150 lira olmuş. Tavuk eti 80 lira. En ucuz peynirin kilosu 100 lira. Gerçek Tereyağının kilosu 220, Zeytinyağı 80, Ayçiçeği Yağı 50 lira olmuş. Margarin Yağının kilosu bile 40 liranın üzerinde. Anlaşılan biz ancak Çiğit yağı alabileceğiz” dedi ve bir daha konuşamadı.

    Anlaşılan ‘üç beyaz’ diye tanımlanan Un, Şeker ve Tuz’dan sadece tuz kaldı bize. Unlu mamulleri bırakın bir yana un bile alamaz oldu dar gelirli evine. Simit’in tanesi 5, Çörek’in kilosu 60, kuru pastanın kilosu ise 80 liraya çıkmış. Pirince güç yetmiyor, en düşüğünün kilosu 30 lira civarında. Fakirlerin başyemeği bulgurun kilosu bile 15 lira olmuş. Bu sebeplerle başta emekliler olmak üzere memur ve emekli maaşları iyileştirilmeli, bu insanlar açlığa mahkûm edilmemelidir.

    Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, 2023’te asgari ücretin net 8 bin 506 lira olacağını açıkladı. Böylece asgari ücrette temmuza göre yüzde 54,66, Ocak ayına göre yüzde 100’lük artış yapıldı. Allah Devletimize zeval vermesin. Şimdi aynı oranda artışın Emekli ve Memurlarımıza da yapılmasını bekliyoruz.

    Her şey gerçekten çok pahalandı. Çarşıda, pazarda fiyat artışları hiç durmuyor. Dar gelirli aileler sahip oldukları maaşlarla temel gıda maddelerine dahi ulaşamıyorlar. Çetin kış şartlarında birde ısınma masrafı devreye girdi. Eğer Emekli maaşları TUIK tarafından açıklanan enflasyon oranları baz alınarak  % 20, 25 oranlarında bir artışla geçiştirilirse gerçekten yazık olur. Kendilerinin açlığa mahkûm edildiği, diri diri mezara gömülmek istendiği hissine kapılacak olan bu insanlar sandık önlerine konduğunda ‘Hükümeti Sandığa Gömmek’ için ellerinden geleni yapacaklardır.

    Dost acıları da söylermiş. Bizden söylemesi.

    Devamını Oku

    Kaybettiklerimiz Daha Değerli Değil Mi?

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Kaybettiklerimiz Daha Değerli Değil Mi?

    Uzun uzun bilimsel araştırmalar yapmaya, raporlar hazırlatmaya gerek yok. Herhangi bir televizyon kanalından haber dinlerseniz bu yüce milletin elle tutulur hiçbir değerinin kalmadığına şahit olursunuz. Ülkemin okumuşu veya cahili evde, çarşıda, sokakta, trafikte, hastanede, okulda, Büyük Millet Meclisinde hatta camide birbirlerini boğazlamak için bahane arar haldeler.

    Güzel ülkemin görünen manzarası ve karnesi çok kötü; her kes acımasızca bir birini yemeğe, kanını içmeğe, birkaç kuruş için bir birini boğazlamaya çalışıyor. Kadın cinayetleri hız kesmiyor. Eski kocası veya yeni kocası tarafından kadınlarımızın öldürülmediği bir tek gün bulamazsınız. Ne yazık ki çocuk istismarı, cinsel taciz vakaları da azalacağı yerde katlanarak artıyor. Dolandırılan, soyulan, kandırılan vatandaşların sayısı her geçen gün çoğalıyor.

    Gençler üniversite bitirmelerine rağmen iş bulamıyor. İş bulanlar ise asgari ücretten daha düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar. Bazı tuzu kuru vatandaşlar ise “bu ülkede işsizlik sorunu değil iş beğenmeme sorunu yaşanıyor” diyerek sırtını dayadığı hükümeti savunmaya çalışıyor. Oysa bu ülkede bal gibi işsizlik sorunu yaşanıyor. Üniversite bitirenlerin çoğunluğu iş bulamıyor.

    İmam hatip okulu sayısı artmasına rağmen “dindar gençlik sayısı” azalıyor. Cami sayısı artıyor ama cemaat sayısı azalıyor. Üniversite sayısı hızla artıyor ama cahil sayısı sürekli çoğalıyor. Vakıf, Tarikat, Cemaat, Kuran Kursu sayısı arttıkça mahkemelerdeki dava sayısı da katlanarak artıyor.

    “Ülkenin çivisi çıkmış” durumda. Ben Star TV haber spikeri ‘Mesut Yar’ kardeşimizin yalancısıyım. İstisnasız her sabah Star TV haber kuşağını izliyorum. Hem Mesut Yar hem de kendisini izleyenler sunulan haberler karşısında gözlerine ve kulaklarına inanamıyorlar. Bana inanmayanlar lütfen Star TV’nin sabah haberlerini birkaç gün izlesinler, bana hak vereceklerdir.

    Gidişat kesinlikle iyi değil. İnsanlarımızın bir kısmı her türlü dünya malına sahipken çoğunluğu ise sefalet içerisind. Can güvenliği, mal güvenliği tam sağlanabilmiş değil. Çoğunluk yasalara uymuyor. Mahkemelerin yükünün çok ağır olduğu söyleniyor.  Adalet çok yavaş işliyor.

    Hükümeti destekleyenlerle muhalefeti destekleyenler arasında diyalog gitgide tükeniyor. Bu insanlar gittikçe birbirinden uzaklaşıyor ve halkın arasında kin ve nefret duyguları daha da belirginleşiyor.

    Siyasetin dili ise gittikçe çirkinleşiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tartışmalar yerini yumruklu kavgalara bırakıyor. Siyasiler kavganın dozunu artırınca vatandaşlar,  atanmışlar, amirler ve memurlar da ayak uydurmak için bir birleriyle yarışıyor. Vatandaşa hizmet etsin diye kamuya alınan memurlar ise kraldan çok kralcı kesilerek millete hizmet etmeyi bırakın, eziyet etmeye başlıyor.

    Sivil Toplum Örgütlerini, Dernekleri, Vakıfları yakından inceleyince siyasi partilerin gençlik kolundan ayırt edemiyorsunuz.

    Sosyal Medyada dolaşan bir metin var ya sanki hislerime tercüman olsun diye yazılmış:

    Çok paramız oldu ama bereketi kaybettik.

    Güzel evlerimiz oldu ama huzuru kaybettik.

    Nimetlere boğulduk ama şükrü kaybettik.

    Kalabalıklaştık ama kardeşliği kaybettik.

    Çok iş yaptık ama ihlası kaybettik.

    Gücümüz oldu ama adaleti ve merhameti kaybettik.

    “ Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz. ” HUCURÂT / 6

    Ayeti kerime gereği Müslümana gördüklerini, duyduklarını araştırmak zorundadır. Müslüman, neden, niçin böyle oldu diye düşünmeli ve kafa yormalı elbette. Şimdi hep beraber yüksek sesle düşünelim bakalım; “Acaba biz neden bu haldeyiz? Bizi bu hale kimler düşürdü? Bereketi, huzuru, şükrü, kardeşliği, ihlası, adaleti ve merhameti neden nasıl, kimlerin yüzünden kaybettik? Doğru cevabı mutlaka bulmalı ve Allah’ın izniyle eski güzel günlerimize bir an önce yeniden kavuşmalıyız…

    Devamını Oku

    Bir Başarı Öyküsü

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Bir Başarı Öyküsü

    İlimizin sahip olduğu ‘Tarih, Kültür ve Turizm’ değerlerini korumak, ecdadımızın miras bıraktığı alt kültür değerlerimize, sosyal kurumların unuttuğu maddi ve manevi kültür öğelerine ve derin kök değerlerimize sahip çıkmak. Tarihimizi ve doğal güzelliklerimizi ‘kültürel miras’ kabul ederek koruma altına almak, saklı güzelliklerimizi gün yüzüne çıkarmak ve insanların kullanımına sunmak. Kırsal turizmi harekete geçirmek gibi amaçlarla 2016 yılının başlarında 15 dernek temsilcisinin katılımıyla kurulan; “Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu” üye dernek sayısı 65’e ulaşmıştır. 65 Dernek Başkanının katılımıyla 03 Aralık 2022 Cumartesi günü 3. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirdi. Davetli olduğum için Genel Kurula ben de katıldm.

    Toplantıya Üye Dernek Başkanlarının yanı sıra yoğun bir davetli katılımı vardı. Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, 12 Şubat Belediye Başkan Yardımcısı Ali Ünsal, KSÜ Rektör Yrd. Prof. Dr. Orhan Doğan, Prof. Dr. Kadir Saltalı, Prof. Dr. Mehmet Akif Özdoğan, Prof. Dr. Mehmet Özkarcı, Prof. Dr. İbrahim Solak, Doç. Dr. Ziya Dumlupınar, Türk Ocağı Kahramanmaraş Şube Başkanı Kemal Yavuz, Kahramanmaraş Kent Konseyi Eski Başkanı Zeynep Arıkan, Hukukçu İnşaat Mühendisi Araştırmacı Yazar Serdar Erdoğan Yılmaz ve Gazeteci Mustafa Şirin de toplantıya katılanlar arasındaydı.

    Üyelerin tamamının teklifiyle Divan başkanlığına seçilen Şaban Kaptanoğlu Platformun 3. Olağan Genel Kurul Toplantısını başlattı. Belirlenen gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından Divan Başkanlığına ulaşan Ahmet Kolutek’in başkanlığındaki liste Genel Kurul Üyelerinin ve davetli Misafirlerin yoğun alkış ve tezahüratları ile göreve getirildi.

    Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu Yönetim Kurulu Üyeliklerine; Ahmet Kolutek, Şaban Kaptanoğlu, Fatih Yıldız, Ali Avgın,  Fatih Zulkadiroğlu, Abdurrahman Akbaba, Ramazan Gürbak , Adnan Alagöz, Zafer Başa, Adem Aydoğan , İbrahim Gülsu seçildiler. Denetleme Kurulu Üyeliklerine; Naim Paksoy, Zülcelal Temiz, Bünyamin Gökçe, Mustafa Dizibüyük ve Ekrem Karaoğlan seçildiler.

    Danışma Kurulu Üyeliklerine ise; Prof. Dr. Orhan Doğan,Prof. Dr. Kadir Saltalı, Prof. Dr. Mehmet Akif Özdoğan, Prof. Dr. Mehmet Özkarcı,  Prof. Dr. İbrahim Solak,  Doç. Dr. Ziya Dumlupınar,Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, 12 Şubat İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ali Ünsal, Cengiz Berberoğlu, Duran Doğan ve Mehmet Akpınar seçildiler.

    Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu Yönetim Kurulu Başkanlık görevine yeniden seçilen Ahmet Kolutek teşekkür konuşması yapmak üzere söz aldı. Konuşmasını;      “ Bu cennet vatanın cennet köşesini bizlere yurt olarak bırakan ecdadımız kabirlerinde nurlar içerisinde yatsınlar. Gerek şehir merkezimiz gerekse diğer ilçelerimiz ender bulunan doğal güzelliklere ve kültürel değerlere sahip. Havamızın, suyumuzun, doğal zenginliklerimizin bozulmasına, yok olmasına izin vermemeliyiz. Kültürel değerlerimizi unutmamalı, aslına uygun olarak yaşatmalıyız. Beni üçüncü kez getirdiğiniz Başkanlık görevini icra ederken hiç yalnız bırakmadınız. Daima yanımda oldunuz. Birlikte görev yaptığımız altı yıl içerisinde yüzlerce toplantı yaptık, Yüzlerce proje üreterek ilgili kurumlara takdim ettik. Bu gün itibariyle yeniden başlayan ve üç yıl sürecek olan görevimiz esnasında da birlik ve beraberliğimiz devam etmeli. Ben bu duygularla Genel Kurulumuzu şereflendiren Üye dernek Başkanlarımıza, davetimize icabet eden Misafirlerimize, Basınımızın çok değerli temsilcilerine şahsım ve çalışma arkadaşlarım adına teşekkürlerimi sunuyorum. ‘Durmak Yok, Yola Devam Diyorum’ diyorum. Allah yüzümüzü kara çıkarmasın. Yar ve yardımcımız olsun” diyerek konuşmasını tamamladı.

    Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, 12 Şubat İlçe Belediye Başkan Yrd. Ali Ünsal, KSÜ Rektör Yrd. Prof. Dr. Orhan Doğan, Prof. Dr. Kadir Saltalı, Prof. Dr. Mehmet Akif Özdoğan, Prof. Dr. Mehmet Özkarcı,  Prof. Dr. İbrahim Solak,  Doç. Dr. Ziya Dumlupınar birer konuşma yaparak Genel Kurul Üyelerine Platformun bundan sonraki çalışmalarına seve seve katkı sağlayacaklarına söz verdiler.

    Türk Ocağı Kahramanmaraş Şube Başkanı Av. Kemal Yavuz konuşmasında; ‘Çin tarafından Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yapılan zulüm her geçen gün şiddetini artırarak devam ettiriyor. Geçmişte bu konuda ortak çalışmalarımız oldu, çokta ses getirdiğine inanıyorum.  Çalışmalara devam etmeliyiz. Çin zulmü karşısında soydaşlarımıza maddi ve manevi desteği esirgememeliyiz’ dedi.

    Kent Konseyi Eski Başkanı Zeynep Arıkan, “ Yeniden göreve getirilen Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kolutek ve çalışma arkadaşlarına başarılar diledikten sonra, Kahramanmaraş Belediyesinde Kent Konseyinin kurulamamasının çok üzücü olduğunu, Platformun bu konuda da çalışma yapmasını rica etti. Tarih Kültür ve Turizm Platformu Yönetim Kurulunda kadın üyenin bulunmaması beni gerçekten üzdü.  Kadın elinin değmediği hiçbir işte tam başarı beklemek yanlış olur” diyerek tamamladığı konuşmasının ardından en büyük alkışı aldı.

    Hukukçu İnşaat Mühendisi Araştırmacı Yazar Serdar Erdoğan Yılmaz ise konuşmasında;       “ Ahmet Kolukek Başkanın nezaketiyle muhatap olduğu herkes tarafından çok sevildiğini, farklı düşünceye sahip bireyler ve kurumlar arasında birleştirici bir kişiliğine herkesin saygı duyduğunu ve güvendiğini belirtti. Bu sebeple Platformun çalışmalarında şunu söylersek şu milletvekili, şu belediye başkanı, şu yetkilinin canı sıkılır demeyip Kahramanmaraş adına Siz doğruları söyleyin, kimin canı sıkılırsa sıkılsın” diyerek büyük alkış aldı.

    Çalışmalarının birçoğuna katıldığım ve Kahramanmaraş için gerçekten yararlı çalışmalar yaptığına inandığım ‘Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu’ Başkanı Sayın Ahmet Kolutek  ve çalışma arkadaşlarına yeni görevlerinde başarılar diliyorum. ‘Bir Başarı Öyküsü’ diye adlandırdığım yürüyüşlerinin menzile ulaşması için kendilerine Allah’ın yar ve yardımcı olmasını niyaz ediyorum.

    Devamını Oku

    Öğretmenler Günü

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Öğretmenler Günü

    Bir Öğretmenler gününü daha geride bıraktık. Yaklaşan seçim telaşına düşen gerek Cumhur İttifakı bileşenleri gerekse Millet İttifakı üyeleri peş peşe ‘Öğretmenler Günü’ mesajları yayınladılar. Gurup toplantıları konuşmalarında ve sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarında da; “ Öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu” anlata anlata bitiremediler. Öğretmenlerle ilgili düzinelerce vaatler sıraladılar.

    Ülkede yaşanan pahalılıktan, adam kayırmacılıktan canı çıkan garibim öğretmenler ise siyasilerin sıraladığı ve asla yerine getirilmeyecek olan bu vaatlerin hiç birisini ciddiye dahi almadılar. İçlerinden kendi kendilerine; “sakın gaza gelme, hayal peşinde koşma, eline geçecek olan maaşın belli. Maaşına göre yaşamaya devam et” diyerek her zaman yaptıkları gibi sabahın köründe okullarına ulaşmak için yolla revan oldular.  

    Akılları sınıflarında anlatacakları derslerde değil, ödeme bekleyen doğalgaz, elektrik, su, telefon ve internet faturaları, ev kiraları ile kredi kartı ödemelerindeydi. Moralleri gerçekten çok bozuktu. Tüm çabalarına rağmen yüzlerinde gülümseme, gözlerinde Nebati Bakanın bahsettiği ışık görülmüyordu…

    Oysa öğretmenlere, ‘toplumun motor gücü sizler olmalısınız, bireylerin hayata hazırlanmasında en etkin unsur sizlersiniz’ denilmektedir. Öğretmen; eğitiminden yaşam tarzına, giyiminden hareket ve tavırlarına, aile hayatından bireysel ilişkilerine kadar her alanda çevresine örnek olmak durumundadır.

    Oysa öğretmenler içinde bırakıldığı maddi ve manevi yetersizlikler sonucu bu beklentileri karşılayamaz duruma düşürülmüştür. Öğretmenler ev alamaz, araba sahibi olamaz, hatta evlenemez durumdadır. Çocukları Üniversite bitirmelerine rağmen iş bulamamaktadır. Aldıkları maaş kendilerine yetmezken birde üniversite mezunu çocuklarına bakmak durumunda kalmışlardır.

    Öğretmeni mutlu olmayan, mesleki gelişimlerini bile aksatan eğitim ordusuyla gelişebilen bir devlet örneği yoktur. Siyasilerin her 24 Kasımda ortaya çıkarak sahte gülücüklerle asla yerine getirmeyecekleri vaatler vermekten vazgeçmeleri gerekmektedir. Yoksa bu devlet ve bu Millet telafisi mümkün olmayan bedeller ödemek zorunda kalacaktır…

    Final Eğitim Kurumlarından Örnek Bir Davranış Daha

    Kahramanmaraş Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü Sayın İbrahim Gülsu, 3 seneden beri 24 Kasım da ‘Emekli Öğretmenleri Anma Programı’ düzenliyor. Programa biz emekli eğitimcileri davet ediyor. Eski İl Milli Eğitim Müdürleri, Müdür Yardımcıları, Eğitim Müfettişleri, Okul Müdürleri ve öğretmenleri bir araya getiriyor.

    Program; ‘Tarhana Çorbası, Bulgur Pilavı, Etli Kuru Fasulye ve yeşilliklerden’ oluşan akşam yemeği ile başlıyor. Yemek duasının ardından en yaşlı eğitimciden başlayarak tüm katılımcılara mikrofon uzatılıyor. Emekli olmasının üzerinden onlarca sene geçmesine rağmen asla öğretmenlikten kopmayan katılımcılar konuşmalarını göreve başladıkları ilk günkü heyecanları ile yapıyorlar. Konuşmalarını ders anlatırmış ciddiyetiyle tamamladıklarında katılımcıları bazen güldürüp bazen düşündürüyorlar.  

    Bu seneki programa Eski İl Milli Eğitim Müdürümüz Ali Rıza Bağrıaçık, Milli Eğitim Şube Müdürlerimizden Abdulhakim Eren, Salim Kaynak, Arslan Reyhanlı ve Ertan Göl katıldılar.

    Eski Okul Müdürlerinden Mustafa Koyuncu, Mustafa Okumuş, Mehmet Tanır, Mustafa Kök, Muharrem Erantepli, Mustafa Daşcı, Ahmet İzbudak, Mehmet Fatih Erdoğan, Mücahit Aslan, Bekir Uruş, Cevdet Alperen, Ökkeş Turaç, Yaşar Sürücü, Oğuz Karakoç, Kerim Üstündağ, Hacı Parlak, Cabbar Uzun, Ali Akkaya, Ahmet Özgül, Abdullah Selçuk, Nihat Belkıran ve Mehmet Kabak da katılımcılar arasındaydı.

    Türk Eğitim Sen Kahramanmaraş Eski Şube Başkanı Mustafa Gökhan, Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu Başkanı Ahmet Kolutek, Tekir Eski Belediye Başkanı Yüksel Horasan, Şaban Kaptanoğlu, Salman Kapanoğlu, Mehmet Köşk, Mehmet Çolak, Hasan Kaya, Eğitimci Şair ve Yazar Zekeriya Çakabey ve Tevfik Karatop da geceye katıldılar.

    Hocaların Hocası unvanı sahipleri Osman Doğruluk, Naci Kahraman, Fahri Alkış, Yaşar Akçakoyun, Naim Paksoy, İbrahim Yılmaz, Ali Seyithanoğlu, Emin Kararmaz, Celalettin Kurt, Lütfü Bilir ve Şaban Gebel, Selahattin Sandaloğlu, Akif Diş ve İhsan Seyithanoğlu da geceyi şereflendirenler arasında bulunanlardandı.

    Basınımızı temsilen duayen gazetecilerimizden Sayın Bekir Doğan ve Sayın Oğuz Karakoç geceye katılarak öğretmenlerimizle sohbet ettiler.

    Geçen sene 24 Kasım Öğretmenler Günü Programına katılan ancak bu sene hakkın rahmetine kavuşan İsmet Cömert, Mehmet Doba, İsmail Bodur ve Ali İhsan Kekeç ise rahmetle anıldılar. Hain terör örgütü PKK ve YPG saldırılarında şehit olan ve ahirete irtihal eden tüm öğretmenlerimiz rahmetle yad edildiler.

    Sayın İbrahim Gülsu Müdürüme düzenlediği bu program için tekrar teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle yetkililere en gür sesimizle bir kez daha seslenmek istiyorum; ‘Öğretmenin emeklisinin olmadığına bu programda bir kez daha şahit oldum. Emeklisiyle, çalışanıyla, atanamadığı için mesleğini yapamayanıyla tüm Öğretmenlere lütfen sahip çıkın.’ Hayırlı bir iş yapmış olursunuz…

    Devamını Oku

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.