Z KUŞAĞI
Z KUŞAĞI
CEVDET ALPEREN
Yazar Abdurrahman DİLİPAK bir yazısında gönümüzde çok konuşulan gençlikten bahsediyor. Adına Z kuşağı denilen gençliği tamamen dışlayan bir üslup ile bir dönemin gençlerini top yekun bir gözle bakarak rencide ediyor. Yazısından ilgili pasajı aşağıya alıyorum:
" Son yıllarda "Z kuşağı" diye bir kavram üretildi. Nedir Z kuşağı? Kimin için kullanılmakta?Elbette konunun gençlerle ilgisi var. Özellikle 2 bin yılı sonrası dünyaya gelen gençliğe Z kuşağı deniliyor. Peki bir kişinin Z kuşağından olması için illa 2 bin yılından donra doğmuş olması yeterli mi? Değil elbet. Din, ahlak, gelenek,örf ve adetten bağımsız bir birey diye tanımlanan,biyolojik bir cinsiyeti bile olmayan, değişen, dönüşen bir toplumsal cinsiyet sahibi olan, kök hücre gibi, yapıştığı yerin hücresine dönüşen ve artık pasaport ve kimlik kartlarımıza da işlenen GENDER’ lerden söz ediyoruz."
"Din ve imandan bağımsız olmayan,yani dine inanan,gelenek ve göreneklerine bağlı gence Z kuşağı genci denilemez. Z kuşağı deizmin mektep talebesidir. Abdestini ve hayat düsturunu bazen liberalizmden,hümanizmden,pozitivizmden,bazen de diğer beşeri ideolojilerden alır. Z kuşağı akıllı değil,akılcı olur. Güce ve pozitivist felsefeye tapınır. Yüce Allah'ın varlığına inansa bile,O'nu hayatına karıştırmak istemez. İdeal genç,hayatın hiçbir evresini Allah'tan bağımsız düşünemez. İmanlı bir genç,yaşadığı dünyanın gerçekliği ile dinin ilkelerini harmanlar ve hayata o pencereden bakar." Diye devam ediyor sayın Dilipak…
Belli zamanlarda kuşaklara isimlendirmeler yapılır. 2 bin yılından sonra dünyaya gelen gençlere de alfabemizin son harfi Z kuşağı denmiştir. Aynen 68 kuşağı,78 kuşağı gibi. Yukarıdaki ifadeler biz dönem gençleri için yenilir yutulur gibi değil. Bir araştırmaya göre bu Z kuşağı dediğimiz gençlerin sayısı yaklaşık 5 milyon.
Bunları hepsini top yekun Deis, ahlaksız,imansız ,dönüşüme uğramış gençler olarak nitelediğiniz zaman on sene sonra bu topraklarda herkesin durumu tehlikeye girer.
Belli sayıda hasta olmuş bir kısım gençliği genele teşmil etmek önemli bir yanılgıdır. Onun ötesinde 20 yıldan beri geldiğimiz noktanın hiçbir şey yapmamış olduğunu söylemiş oluruz. İflas etmiş bir eğitim sisteminden bahsetmiş ,iflas etmiş bir aile yapısından,iflas etmiş bir diyanetten bahsetmiş olursunuz ki bunun vebali çok ağır olur. Müslümanım diye ortada gezenler, durmadan cami inşa edenler bunun hesabını veremezler tabi ki Allaha.
Eğer Sayın DİLİPAK' ın dediği gibi Z kuşağından bahsediyorsak onların suçu yok. Bunlara fırsat veren eğitim sistemi, aile yapısı , sosyal medya,televizyon programları,diyanet gibi tüm kurum ve kuruluşlar kabahatlidir.
Bu ülkede bir milyon öğretmen, 200 binin üzerinde diyanet görevlisi,onlarca ilahiyat fakültesi, binlerce İmam hatip okulu ,on binlerce din dersi öğretmenler ne yapıyorlar. Bunlara namaz kıldırdıkları cemaat güveniyor mu ? Ders anlattıkları öğrenciler inanıyor mu ? Kimse gençliği kötülemesin. Müessirin eseri ortada…
Din eğitimi verdiğimiz gençlerin hangi tehlikeli mecralarda olduklarının farkında mıyız ? Sadece geçim derdi için İlahiyat fakültesine ve imam Hatip lisesine gidip devlet memuru olmak düşüncesi taşıyanlardan haberimiz var mı ?
Kötülemek kolay. Bu eseri ortaya kim koydu. Bu kadar emek ve paralar boşa mı gidiyor. ? Herkes elini başına koysun ve nasıl hesap vereceğini düşünsün. Tabi ki önce Allah'a….